İnsanların değişmesi için nedenler vardır! Birincisi çok şey öğrenmişlerdir. İkincisi canları çok acıtılmıştır. Her şeyin bir nedeni ve her nedenin bir sebebi vardır. Bir gün gelecek ve dünyaya neden geldiğinize karar vermek zorunda kalacaksınız.

     Dünyada kaosun nedeni; eşyaların sevilmesi ve insanların kullanılmasıdır. İnsanların ağlama nedeni değil, gülümseme nedeni olmalıyız. Hayatta mutlu olunacak milyon tane neden varken, mutsuz eden tek bir nedene takılıp kalıyor işte insan...

     Bir bilim ne ölçüde nedenleri araştırıyorsa o ölçüde öğreticidir. Çünkü öğretmek, her şeyin nedenlerini söylemektir. Bir şeyin nedenini ve sonucunu bilmeden onu anlayamazsın. Bazen doğru nedenler uğruna yanlış şeyler yapmak gerekir. Önemli olan nedenlerimizin doğruluğundan emin olmak ve doğruyu kabul etmektir. 

     İki tür insan daima açtır. Biri bilimi arayan, diğeri de parayı.

     Yaşamda en önemli şey kazançlarımızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur.

     Bazı şeyler nedensiz de güzeldir, neden aradığınız zaman, onu bulursunuz ama güzelliğini yitirirsiniz.

     Doğruluk sonsuzluğun güneşidir. Nasıl olsa doğar.

     Hayatın sarp ve dikenli yolları olmuyormuş, bu yollarda gezdikçe yolları sarp ve dikenli yapan insanlar oluyormuş ve suçu ne yazık ki hayata atıyorlarmış.

     Nereye gideceğini bilmiyorsan bu hayatta durakların çok olur.

     Neden'leri olan, nasıl'ına katlanır.

     Bir gün geriye dönüp baktığınızda mücadele günlerinizin en güzel günleriniz olduğunu göreceksiniz. Neşe ve keder insanın gözbebeğindedir.

     Nasıl bakarsan öyle görürsün.

     Nasıl görürsen öyle düşünürsün.

     Nasıl düşünürsen öyle yaşarsın…

     İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar! Herkeste kusur görür, kendine kör bakar. Neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar. Mutluluk insanın göz bebeğindedir. Nasıl bakarsan   öyle görürsün KİMİ veya KİMLERİ!

     Önemli olan, baktığının ne olduğu değil, senin nasıl gördüğündür. Çünkü hangi niyetle bakarsan öyle görürsün. Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.  Başkalarının yaptıklarını, ima ettiklerini ya da söylediklerini kişisel algılamayın. Herkes kendi inanç sistemi içinde düşünür ve kendince yargılara varır.  Dolayısıyla insanların sizin hakkınızdaki düşünceleri sizin şahsınızdan çok kendileriyle ilgilidir.

     Kusur bulmak için bakma birine! Bulmak için bakarsan bulursun, Kusuru örtmeyi marifet edin. İşte o zaman kusursuz olursun.

     Niçin Yazıyoruz? Nasıl Yazmalıyız?

     İnsanoğlunun diğer canlılardan ayrılan en önemli özelliği düşünebilmesi ve bu düşüncelerini başka insanlara aktarabilmesidir. İletişimin geçmişi de en az insanlık kadar eskidir.

     “Niçin yazıyoruz?” sorusuna belki de verilecek birçok cevap bulunabilir. Kimisi daha, daha güzel bir dünya düşlediği için yazar, kimi içindekilerini paylaşmak için, kimi de “Söz uçar; yazı kalır” diyerek sözlerini ölümsüzleştirmek ister.

     Her yazarın yazma nedeni ve biçiminde farklılıklar bulunmaktadır. Çünkü her yazarın karakteri, dünya görüşü ve bilgisi birbirinden farklıdır. Her insan içinde yoğun bir duygu ve düşünce barındırır. Bunları başka insanlara aktarmanın bir yolu da yazmaktır. Aynı zamanda insan yazarak, yeni bir yaşam oluşturarak mutluluğa da ulaşabilmektedir..

     Ben kimim ve de kimi tarif ediyorum!

     Geçen zamanlara ne olacak, en çok o beni kaygılandırır. Olamadıklarım ve olmak istediklerim, gezmek istediğim bozkırlar ve nehirler, dile getiremediğim cümleler ve dahası. İçimdeki keşkeler ve neyseler belki de, bir parçam olmuştur. Kim bilir? Sen kimsin? derlerse bir gün diye ne cevap veririm? Harcanış potansiyeller, gerçekleşememiş hayallerden mi ibaret kimliğim? Yoksa arkasında dimdik durabildiğim gerçeklerim mi? Adım ve soyadımdan çok daha fazlası varmış gibi hissederken aklımın derinliklerinde, daha fazlasını açıklayabilir miyim insanlara?

     Çektiğim fotoğraflar, tanıştığım insanlar, okuduğum kitaplar, beni yetiştiren ailemden mi ibaretim yoksa? Onlar mı benim parçalarım bütünümü oluşturan. Öyle bile olsa, hepsinin toplamı yine ben eder miyim? Belki de, ben sadece benim, demek en güzel yoludur kendini ifade etmenin. O zaman gözlerdeki bakış, dudağın kıvrımı, kaşların hizası ve nefes alış verişim her şeyi ortaya koyar belki de.

     Bildiğim tek şey, ben kimim sorusunu kendisine soran milyarlarca insanlardan bir tanesi olduğum ve belki de bu soruya verilecek kesin bir cevap yoktur.

     Yazı başlığımın açılımını siz değerli Yerel Haberci okuyucularıyla paylaşmak isteyerek, biraz taraflı bir gözle değerlendiriyorum!

     NE?:  Yaklaşan yerel seçimler!

     NEDEN?:  İlçemizi beş yıl süre ile yönetmeye talip, belediye başkanını ve meclis üyelerini seçmek!

     NASIL?: Bu yöntem ve kurallar seçim kurulları tarafından belirlenmiştir!

     NEREDE?: Ülkemiz coğrafyasında bulunan tüm iller, ilçeler, beldeler ve köylerde!

     NE ZAMAN?: 31 Mart 2019’da.

     KİM?:  Fikrimde, düşüncemde ve yazımın sonuç bölümünde kendi araştırma ve tespitlerimle; Gaziemir için en uygun aday olan; HALİL İBRAHİM ŞENOL ile!

     “HER ŞEY HİÇBİR ZAMAN TEKRAR OLAMAZ. AMA İKİ KEZ OLAN HERŞEY KESİNLİKLE ÜÇÜNCÜ KEZ OLACAKTIR!”

     Yerel seçimlerin ilçem, ilim ve ülkem için hayırlı uğurlu olmasını dilerim.

     Saygılarımla.