Semtin sosyolojik, kültürel, ekonomik yapısını göçmen vatandaşlarımız şekillendirmiştir. Balkanlar’dan Rumeli’den getirdikleri gelenekleri görenekleri, lezzetleri yaşam biçimlerini, giyim kuşamları burada sürdürmüşler şehre kültürel zenginlik kazandırmışlardır.
Semt adını 1895-1907 yıllar arasında İzmir Belediye Reisliği yapmış şehre büyük hizmetleri olan Osmanlı Devlet adamı Hacı Mehmet Eşref Paşa’ dan almıştır. İkiçeşmelikten Yağhanelere kadar uzanan caddeyi, bugünkü Konak Doğum Hastanesi’ni, Eşref Paşa Camisi’ni, Konak Saat Kulesini inşa ettirmiştir.
Bir zamanlar; Yumurta topuklu, sivri burunlu ayakkabıları ile ezilenlerin yanında olan gariban dostu kabadayıların harman olduğu, İzmir’in kabadayı semtidir!
İstanbul ‘a kadar ulaşan bu kabadayılık olgusu başrollerini Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre’nin paylaştığı 1966 yılı yapımı ‘Eşrefpaşalı’ adlı filme konu olmuştur. Filmde arazi mafyasına karşı direnen semtini zorbalardan korumak isteyen Eşrefpaşalı Kabadayı Kudret'in mertliği, onurlu mücadelesi anlatılır.
Bu semtin çocuğu olduğumdan çocukluk ve gençlik yıllarımda, birisi nerede oturuyorsun dediğinde de bu tarihi kabadayılık misyonu sözle de olsa yerine getirmeye çalışır biraz kabadayı edasıyla ‘Eşşreeepaşaalıyım’ derdim.
İzmir’in ulaşımı en kolay olan, denizin her yerden görülebildiği bir tepe üzerindedir. Konak, Kemeraltı, Mezarlıkbaşı, Çankaya, Basmane, Fuar 20, 25 dakikalık yürüme mesafesindedir. Varyant yokuşundan, Damlacık’tan, Cici Park’tan baktığınızda İzmir tüm güzelliği ile karşınızdadır, seyrine doyum olmaz.
Çocukluk , gençlik yıllarımda hiçbir ulaşım aracına binmeden, çiğ börekleri ile meşhur Tatar Mahallesi’nden geçer Bayramyerin’den veya Varyant yokuşundan İzmir’e bakar. Her bakışta İzmir’e tekrar aşık olur güzelliğinden gözlerimi ayıramazdım.
Tatlı tatlı esen meltem rüzgarının sarhoşluğunda Damlacık Yokuşu’na gelir; kapıları pencereleri sokağa açılan beyaz badanalı evlerin arasından, Arnavut Taşlı tertemiz sokaklardan , teneke saksılarda açan sardunyalar , yaseminler menekşeler arasından geçer; Türk futbolunun efsane futbolcusu Taçsız Kral Galatasaraylı Metin Oktay’ın futbola başladığı Damlacıkspor Külübü’nün önünden şimdiki doğum hastanesinin önüne deniz kokulu mavi gözlü Konak’ a geliverirdim.
Konak ‘tan, adım adım Kemeraltı’nı, Hisarönü’ nü, Havra Sokağı’nı , Agora ‘yı gezer, İkiçeşmelik yokuşunu ağır ağır çıkar, Antik Roma devrinden kalma yaklaşık 2000 yıllık tarihi İpek Yolu’nun taşlarına basa basa 50 yıldır aynı yerde Pazar günleri kurulan pazaryerinden Dere Sokağı’ na yakın bulunan evimize ulaşırdım.
Benim için adeta haftada bir iki sefer yaptığım bir şehir turu; tarihi, kültürel, turistlik bir gezi, seyahat gibi olurdu.
Her eski semtin köklü bir futbol kulübü vardır. Bu kulüpler aynı zamanda o semtin yaşayan tarihidir. 1923 yılında kurulan İzmirspor Türk Futbolu’na büyük katkıları olmuş nice büyük futbolcuları bağrından çıkarmış olan tarihi bir çınardır.
Eşrefpaşa, özellikle 1950 yıllardan başlayarak kerestecileri, tamircileri, kabzımalları, dolmuşcuları, büyük esnaf aileleri ile şehrin ticaret merkezi haline gelmeye başlamış. Varyant Yolu’nun, Üçyol Caddesi’nin açılmasıyla zamanla ekonomik gücünü zamanla kaybetmeye başlamıştır.
O ticaret yılarından bugünlere yadigar kalan sadece adlarıdır ‘Keresteciler Sokağı’, ‘Yağhaneler Mahallesi’ gibi.
Fener alaylarına katıldığım Bayramyeri, hastalandığımda gittiğim Yılmaz Eczanesi, top oynadığım Atilla Sahası, Kara Fatma Dağı etekleri, yazları külah külah dondurma aldığım Ali Melek Pastanesi, büfesinde 13+1 toto oynadığım Totocu Hüseyin, çiğdem çıtlayarak tahta sandalyelerde iki üç film birden seyrettiğim Şenocak, Ferah sinemaları, her iftar vakti pide kuyruğunda beklediğim Şişmanoğlu Fırını, gece on ikilerde çorba içmeye gittiğin Yadigar Lokantası, taş plakları ve mezeleri ile meşhur Akif Baba’nın Yeri, sipariş ayakkabıların yapıldığı Behlül Kundura, her resmi iş için kapısını çaldığımız Kako Çetin Muhtar, Nejat Pakkanlılar, devamlı alışveriş yaptığımız Bilginoğlu, öğretmenlerim İsmet Sağdıç, Nursun Böcekler, Hakan Çevik; bir zamanlar hep beraber pazara, denize, sinemaya gidilen, perdesi açılmadığı zaman komşusunu merak eden gani gönüllü kalender insanların yaşadığı, herkesin birbirini tanıdığı ,demli sohbetlerin yapıldığı,semalarında güvercinlerin takla attığı, tencerelerde otlu yemeklerin, fırınlarda böreklerin eksik olmadığı, eskimeyen dostlukların temellerinin atıldığı, çocukluğumun gençliğimin adresidir Eşrefpaşa!
Eşrefpaşa’ da yaşayan, Eşrefpaşalı olmanın ruhunu benliklerinde taşıyan tüm Eşrefpaşalılara selam olsun…