"Bu iş kafada bitiyor!"
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

"Bu iş kafada bitiyor!"

Facebook'ta paylaş
Elif Ezgi Ankara’da doğmuş İzmir’de felsefe üzerine eğitimini dereceyle tamamlamış aşık olduğu adam Deniz Uzmansel ile evlenip Mersin’e yerleşmiş bir çocuk annesi harika bir kadın.
30/06/2019 , 10:40:52

Yükselen çağın kadınını temsil edecek kadar ne istediğini iyi bilen, kendini her daim öğrenci ilan edip gece gündüz araştıran, soran bakımlı kırmızı ojeli tırnaklarıyla toprağı karış karış kazıyarak tırmanan, tuttuğunu koparan, 29 harfi bir kutuya boşalttıktan sonra onları kalbi ile harmanlayıp 4 kitap yaklaşık 1000 adet deneme/öykü ve şiir yazan bir kadın. Ve aynı zamanda içlerinde benim de bulunduğum yüzlerce insanın hayatına pozitif dokunuşlar yaparak kendimize ulaşmamıza yardım eden bir sağlıklı yaşam koçu. Yarım sayfa yazıp hala çok az bir kısmını anlatabildiğim Elif Ezgi on parmağında on marifet olmasına rağmen büyük bir tevazu sahibi ender insanlardan...

 

***

 

Sevgili Ezgi Öncelikle hoş geldin kendini tanıtmana fırsat vermeden bir heyecanla ben seni anlattım, bilindiği üzere yüz bine yakın takipçisi ve şimdiye dek üç bini aşkın danışanı olmuş sağlıklı yaşam koçusun. Tam olarak nedir bu sağlıklı yaşam koçluğu?

 

 

Hoş buldum…

 

Bizler doktorlardan,  diyetisyenlerden ya da spor hocalarından bir tür teknik rehberlik alıyoruz Onlardan bize uygun reçeteleri, yönlendirmeleri yazmalarını istiyoruz. Sağlıklı yaşam koçu da bunları nasıl ve neden yaptığımızı bize bir eğitim şeklinde anlatıyor diyebiliriz. İşin klinik kısmında değil, işin eğitim kısmındadır yaşam koçu. Danışanına yaptığı egzersizin, yaptığı diyetin, uyguladığı tedavinin ne olduğu konusunda, onun anlayabileceği ve yaşamı boyunca kullanabileceği bir sadelik ve derinlikte eğitim vermeye çalışır ve bunları hayatı boyunca devam ettirebilmesi için gerekli olan disiplin ve motivasyonu sağlar.

 Sevgili Ezgi biliyorsun sosyal medyada 2011’in  Eylül ayında doğum yapacak anneler grubunda tanışmıştık seninle. Aynı kaygı, aynı heyecan, aynı duygu dilini konuşuyor olmamız eskimeyecek bir dostluğun temellerini atmamıza vesile oldu. Sağlıkla kuzularımızı kucağımıza aldıktan sonra hiç aklımıza gelmeyen başka bir ortak paydamız daha çıktı. Çünkü ben hala 80, Ezgi ise hala 88 kilodaydı. Ne yalan söyleyeyim o kiloları vereceğime benim hiç inancım olmadığı için düşünmemeye çalışıyordum ne de olsa yeni doğum yapmıştım yadırganmazdım. Ben bunların altına saklanırken Ezgi sevgili annesi çok kıymetli diyetisyen Taylan Kümeli’nin kontrolünde sağlıklı beslenmeye çoktan başlamıştı Bundan sonrasını senden dinleyelim mi Ezgi bugünün sağlıklı yaşam koçluğu temellerini o zamanlar attın diyebilir miyiz?

Evet bu işi yapabilmenin tohumları bloğumu oluşturup insanlarla motivasyon kısmını konuştuğum zaman başladı. Benim annem bir diyetisyendi, bir anne hem süt verirken hem de nasıl kilo verebilir bunun yollarını bana öğretti. Ben de diyetisyene, doktora ya da benim gibi kaynaklara ulaşma şansı olmayan yeni annelere destek ve dahası ilham olmak istedim. Sütünün tıka basa yemekle değil, o yediği besinlerin kalitesi ile ilgili olduğunu anlatmak için yola çıktım. Bir kadının uğradığı bedensel değişim dönüşüm ve baskının ortadan kalkmasına ilham olmak amacıyla bir adım atattım. Sonra baktım ki her kesimden ve her sosyoekonomik düzeyden kadın aynı dertten muzdarip. Ya yanlış bilgi kaynaklarından ya da mahalle baskısı dediğimiz çevresel faktörlerden ötürü vücuduna küskün… Yanı sıra bebeğini de verimli emzirmekte, ne kadar çok yerse yesin stres ve niteliksiz tercihler yüzünden güçlük çekiyor, ben bunu gördüm.  Önce bu duvarı birlikte aşmaya çalıştık. Sonra sağlıklı yaşamın sadece yapılan diyetten ibaret olmadığını spor, günlük bakımımız, belki kendimize ayırdığımız küçük zamanlar bile diyebiliriz birçok ayrı öğesi olduğunu fark ettim. Bunun için insanların yüreklendirilmesi, onlara temiz bilgiler aktarılması gerekiyordu ve bu blogla bunu amaçladım. Bu işin emekleme kısmıydı daha sonra bu konuda devamlı eğitimler, kurslar almaya başladım çünkü gönüllü ve topluluklara yönelik yaptığım bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim.  Okulda aldığım psikoloji dersleri bu konuda bir kıvılcım oldu fakat yeterli değildi. Yaklaşık 8 yıldır her sene iki ya da üç kursa atölyeye katılır mutlaka yeni bilgiler eklemeye çalışırım çünkü çalıştığım alan çok hareketli çok genç ve yenilenen bir alan...

 

Ve bu dönemde ki tüm bilgi birikimini bir kitaba aktarmaya karar verdin? Lezzetin İnanılmaz Hafifliği kitabını yazdın, bu kitap senin için ayrı bir yer tutuyor olsa gerek?

 

 

Evet, isin doğrusu Lezzetin İnanılmaz Hafifliği’nde mini bir motivasyon bölümü vardı. O kitap tam anlamıyla benim yapmakta olduğum işlerin atası gibi :)

 

Ezgi seni iyi tanıyan birisi olarak ne denli titiz olduğunu belirtmek istiyorum okurlarımıza. Çoğunluk beyaz renkli mobilya ve nevresim takımları tercih ediyorsun. Evin tam bir bahar havasında ve çok iyi bir aşçısın. Çok sağlıklı ve harika tariflerin var. Aynı zamanda glutensiz beslenenler için özel tarifelere yer veriyorsun sayfanda. Hem bunca danışana yetişip, hem kitap yazıp aynı zamanda hamarat bir ev kadını ve harika bir anne nasıl olabiliyorsun işin sırrı ne?

Birincisi, ev kadınlarının daima en çalışkan insan grubu olduğunu düşünürüm. Ev isi büyük emek. Benim derdim hakkını vererek üretmekle ilgili. Yazarken de böyle, dikiş yaparken de, yemek yaparken de. Küçücük bir alanda bile olsak dünyamızı genişletecek bir anlayışa ihtiyacımız var. Mesela bir Uzakdoğu yemeği denediğinizde, Latin Amerika’yla ilgili bir öykü yazdığınızda ya da tarihle ilgili çalıştığınızda küçücük bir alandan zamanı ve mekânı asabilirsiniz. Bu inanılmaz bir heyecan değil mi? Benim sırrım bu heyecana bağımlı olmak galiba.

 

Ve son kitabın Bu İş Kafada Bitiyor... Düşünmeye sevk eden ve sonuca ulaşman için bu yolda sana arkadaşlık eden aynı zamanda gerçek bir dost gibi  yaptığın yanlışları ve arkasına sığındığın bahaneleri gösteren çok içten bir dille ele alınmış bir kitap. Her satırında okuru yüreklendiren o heyecanı ve coşkuyu hissediyorsun. İşini aşkla yapmanın mahsulü diyebilir miyiz bu kitap? Bize biraz kitabından bahseder misin?

Gerçekten bu duyguları size ulaştırabiliyorsa kitap da amacına ulaşmış demektir. Çünkü ben zihnimizdeki gölgeleri sadece teknik ve bilimsel bir dille anlatmanın kişilere dokunabileceğine inanmadım. Söz konusu motivasyon olduğunda daha insani referanslara ve samimiyete ihtiyacınız var. İnanmadığınız, kendinize söylemediğiniz bir şeyi başkasına öneremez, söyleyemezsiniz. Bu kitapta “ben” ve “siz” dili yok, “biz” dili var. Biz dili aslında okuruma “bakın ben bu yolun öğretmeni değilim sadece aynı zamanda öğrencisiyim” dememin yoluydu. O bakımdan “kendimize bu yalanı söylemeyelim” ya da “kendimize bu iyiliği borçluyuz” mesajı okuruma geçebiliyorsa çok bahtiyarım, çünkü amacım çok satan değil derdini iyi anlatan bir kaynak oluşturmaktı.

 

Sağlıklı yaşam için her zaman önerdiğin, çevrendekilerin ezbere bildiği bir manifeston var mı?

 

 

Bir danışanım “bunları marş gibi öğreteceksin bize Ezgi” demişti. Çalışmamızdan seneler sonra “öğrettiklerin aklımdan hiç çıkmıyor ne yaptın çip mi yerleştirdin kafamıza?” dedi. Demek ki, çevremdekilere şiir gibi ezberlettiğim birkaç uzmansel kanunum var;

 

-          Yiyip içtiklerinizin gerçek ihtiyaçlarınız mı yoksa bağımlılıklarınız mı olduğunu kendinize sorun.

 

-          Seçimlerinizi an’ı kurtaran, birkaç saniye için hoşunuza gidenlerden değil uzun vadede size iyi gelecek olan şeylerden seçin.

 

-          Hazlar sizi yönetirse size suçluluk verirler, siz hazlarınızı yönetirseniz sizi eğlendirirler. O halde hazlardan “daima” rütbesini alın ve “arasıra, ben istediğim zaman” rütbesini verin.

 

-          Katı ve fanatik değil, ilkeli ve esnek olun. Doğruya ulaşmanın bir yolu yoktur. Bir ilkeye gitmenin düzgün  pek çok alternatifi olabilir. Keşfetmeye açık olun.

 

-          Sağlığı süreçlere hapsetmeyin. Bedeniniz size emanet ona iyi gelen şeyler vermeye gayret edin…

 

Ve son olarak Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürebilmemize yardımcı olacak bir iki ipucu verir misin?

 

 

Kendi imkanlarınız dahilinde okuyabileceğiniz kadar okuyup, seyahat edebileceğiniz kadar seyahat edin.  Eğer paranız varsa ya da bir gün yeterli geliriniz olursa bunu deneyim edinmek için kullanmanızı naçizane öneririm. Çok yemeye değil iyi ve yeterli beslenmeye odaklanın.  Bedenimiz hareket edecek şekilde dizayn edilmiştir, ondan ihtiyacı olan hareketi esirgemeyin. Fiziksel yorgunluğu sevin, üretken günün eseridir fiziksel yorgunluk. Ruhsal yorgunluktan da kaçının, çünkü ruhunuzu yoran şey uykuyla geçmez uykunuzu çalar.

 

 

 

 

 

 

 

Haber Yazarı

Haberci Adı: Günnur Berber

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
19/04/2024 , 16:14:04
SİYASET
19/04/2024 , 15:30:12
GAZİEMİR
17/04/2024 , 12:06:42
AKTÜEL
17/04/2024 , 11:29:39
YAŞAM / MAGAZİN
18/04/2024 , 09:19:14
GAZİEMİR
15/04/2024 , 12:38:32
GAZİEMİR
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin