Bu ay listelerden sıyrılıp yine eski düzene dönmenin vaktinin geldiğini düşündüm. Fakat hala içinde bulunduğumuz bu “pandemi” sürecinden çok da kopmadan bir film seçmek istedim. 1995 tarihli Terry Gilliam imzası taşıyan 12 Monkeys (12 Maymun) filmi, oldukça ön görülü, temelinde biyolojik savaş diyebileceğimiz bir olayın yattığı fakat zaman yolculuğu gibi komplike bir konuyu da işleyen başarılı bir bilim-kurgu filmidir... Karmaşık yapısından dolayı olayları kaçırmamak adına oldukça dikkatle izlemenizi tavsiye ederim.

90’ların sonunda ölümcül bir virüsün yayılmasıyla beraber insan nüfusunun sadece %1’nin hayatta kaldığı ve kalanların da yerin altındaki sığınakta yaşamını sürdürdüğü 2035 yılında, mahkûm olarak hayatını sürdüren James Cole (Bruce Willis) önemli bir görev alır. James’ten, insanlığa bu denli tehdit oluşturan virüsün çıktığı yıla dönüp bir çözüm yolu bulması için araştırma yapması istenir. Görevi başarıyla tamamlarsa mahkûmiyetten kurtulacak olmanın motivasyonuyla James bu görevi kabul eder. Fakat yanlış bir tarihe gönderilir ve olaylar başlar.

James gitmesi gerekenden 7 yıl önceye gider ve kendini bir şekilde akıl hastanesinde bulur. Burada filmin diğer kilit karakteriyle tanışır. Biri hastanedeki hastalardan Jeffrey (Brad Pitt), diğeri ise James’in psikiyatristi Kathryn Railly (Madeleine Stowe) dir.  Jeffrey, filmdeki “aykırı” karakterdir. Film, vermek istediği toplumsal mesajları Jeffrey üzerinden izleyiciye aktarır. James’in hastaneden kaçması için ona yardım eden Jeffrey filmde, daha sonrasında da önemli bir karakter olmaya devam edecektir.

Bir bilim-kurgu filmi olmasına rağmen temelini toplumsal konulardan ve sorunlardan oluşturmuş bir film…

Çıkmazın içinde olan James insanlara kedini bir türlü anlatamadığı gibi deli muamelesi de görmektedir. James’in içinde olduğu durum Cassandra Kompleksi dediğimiz ,temelinin mitolojiye dayandığı bir durumdur. Cassandra Kompleksi’ni basitçe anlatmak gerekirse geleceğe dair birtakım olayları ileri sürmek ve insanların buna inanmaması üzerine yaşanılan buhran halidir.  

Zaten bu buhran halinden dolayı da hareketleri iyice agresifleşen James bir tehdit unsuru gibi görülür. James’i en başından beri anlamaya çalışan fakat ona inanmayan Doktor Kathryn Railly ’de tahmin edersiniz ki farklı gelişen olaylarla beraber başka bir yılda James’e yardım etmeye karar verir.

Bu filmde zaman yolculuğu bambaşka bir şekilde ele alınmış. Alışkın olduğumuz “zamanda yolculuk” filmlerinden farklı olarak bu filmde geçmişte değiştirilenler geleceğe etki etmiyor. Dolayısıyla da James aynı karakterlerle farklı zamanlarda birden fazla kez görüşüyor ve olaylara müdahale ediyor.

Film, ana karakterimiz James Cole’un içinde bulunduğu durumları ve hislerini izleyenlere güzel bir şekilde aktarmayı başarıyor. Amacını yerine getirmek için tarihler ve olaylar arasında gidip gelen James ile birlikte biz de izleyenler olarak bir olaydan diğerine adeta savruluyoruz.  Filmin güzel yanı, gördüğünüz en ufak detayların bile bir anlam ifade etmesi…Filmin mutlaka bir yerinde olayların sebebini ya da sonucunu görebilmek izleyici memnun ediyor.

Nadiren işlerin yolunda gittiği bu filmde kendinizi James ve Kathryn ile birlikte insanlığı kurtarma yolunda buluveriyorsunuz!

Eğer filmi beğenirseniz aynı isimli 2015 yapımı diziye de göz atmanızı tavsiye ederim…