Yaz sıcaklarının iyiden iyiye yakıcı hale geldiği Temmuz ayında ülkemiz orman yangınlarıyla boğuşurken yaz günü yağan yağmurlarda İstanbul'u adeta sel aldı!
Temmuz'un ikinci yarısı ve sonunda yağan yağmurlar yine bildik görüntüler mega kente ve yaşayanlara büyük mağduriyet yarattı.lunabit Medyanın bir bölümü yine İstanbul'a yağmur yağdığında "Sel oldu!", "Afat oldu!" derken haberlerinde yer ve gök biliminin az bilinen terimlerinden de yararlandı. Perdelemeye çalıştıkları yerel yönetimlerin beceriksizliğini örtme telaşındandı!
Rakım yönünden hayli yüksekteki İstanbul'da su baskınlarını afata bağladılar!
Oysa aynı medya gurupları İzmir’de her yağan yağmurda buldukları ördekler ve şişme botlar kent sokaklarından görüntü çıkarma telaşındaydı!
Denizle karanın rakımı 20 cm olduğu Kordon ve Kemeraltı'nda su baskını olmaması kaçınılmazdı..
Su basan yerlerin ve bazı alt geçitlerinde yaşananların sorumluluğunun tümüyle belediyeye bağlama kolaylığına kaçıyorlardı.
Şu bir gerçek Türkiye'de yerel yönetim anlayında vurdumduymazlıklar hayli yüksek noktada! Birinin diğerinden o kadar da fark yok!
Bunun özeti beceriksizlikse ülkemizde genel ve yerel yönetim olarak anonim bir beceriksizlik olduğunu ifade edebiliriz.
İstanbul’da iki yaz yağmuru arasında Yunanistan'ın Kos Adası'nda 6,3'lük deprem ve sonrasında tsunami yaşandı. Deprem ve tsunami Bodrum'u da etkisi altına aldı.
Buna rağmen görüldü ki Bodrum bunu çok az hasarla atlattı.
6,3'lük depremde bir kaç eski bina dışında yıkılan binalara rastlanmadı..
Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'u tebrik etmek gerekir.
1999'da yeni kurulan Bodrum Ortakent-Yahşi belediye başkanlığı, 2009 yılından itibaren Bodrum’da belediye başkanlığı yapan Kocadon dünya kentinde oldukça kalıcı sağlam adımlar atmış! İmar ve alt yapısına önem vermiş.
Topyekun yerel yönetimlerimizi değerlendirdiğimizde başarılı örnek sayısı hayli az! İstisnalar ne yazık ki kaideyi bozmuyor!
Yağmur, sel, deprem derken Temmuz ayında ülke olarak yaşadığımız felakette peşi sıra çıkan orman yangınlarıydı!..
Doğal felaket demek yerine felaket diyorum çünkü, yangınların çıkış sebebi hiçte doğal türden değil!
Ya yüksek gerilim teli kopuyor veya patlıyor.
Ya da bilinçsizce oraya buraya atılan cam veya pet şişe yada alüminyum, teneke kutulardan yangın çıkıyor!
Bu arada tarlasındaki kuru otlardan yakarak kurtulmaya çalışan aklı evveller de var!
Bu yaz da hektarlarca ormanımız canımız, ciğerlerimiz yok olmuş durumda!
Yangın söndürenlerin arasında, dinlenme esnasında 'ciğora' tellendirenler dahi olmuştur!
Afet, sel, deprem, orman yangınları genel bir vurdumduymazlık içinde olanların sayısının hayli arttığını gösteriyor..
Belediyenin açtığı çukura düşerek hastanelik olmuş ve ardınan yaşam mücadelesini kaybetmiş usta şairimiz Orhan Veli bu durumu şiirinde nasıl da özetlemiş!
Ne atom bombası
Ne Londra Konferansı
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya
Haberci Adı: Türker Küpcük
Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?