LOZAN’IN 98. YILINDA DEĞİŞMEYEN “BATI KAFASI”
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler
SİYASET

LOZAN’IN 98. YILINDA DEĞİŞMEYEN “BATI KAFASI”

Facebook'ta paylaş
24/07/2021 , 13:43:01

Emekli Büyükelçi ve Türk siyasetinin bilge isimlerinden Onur Öymen yıllar önce Gaziemir’de verdiği panelde söyledikleri bugünü de açıklayan nitelikteydi. Yerel Haberci Dergisi ve Yerel Haberci İnternet Haber Sitesi’nde yer alan Lozan Paneli haberini okuyucularımızın hafızalarını tazelemek amacıyla bir kez daha yayınlıyoruz.

 

Uzun yıllar Dış İşleri Bakanlığı'nın bir çok kademesinde görev yapan, üstlendiği  müsteşarlık, büyükelçilik, NATO Daimi temsilciliğiyle ülkemizi İspanya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Almanya, Belçika'da temsil eden; İki dönem Türk siyasetinde CHP'den İstanbul ve Bursa Milletvekili ve bu partide genel başkan yardımcısı olarak görev yapan Onur Öymen panel için Gaziemir'deydi..

 

Atatürkçü Düşünce Derneği Gaziemir Şubesi'nin ev sahipliğinde Gaziemir Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi Metin Taşkın Toplantı Salonu'nda gerçekleşen " (*Bugün 98. Yılıdır) 94.Yılında Lozan Barış Antlaşması Paneli"nde konuşan Onur Öymen önemli açıklamalarda bulundu. Panelin ardından kitaplarını imzaladı. 77 (*ki bugün 81) yaşındaki Onur Öymen konulara olan hakimliği ve verdiği cevaplarla oldukça formda olduğunu gösterdi. Kendisini izleyenlere mücadele azimlerini kaybetmemeleri gerektiğini ifade eden Onur Öymen "Şu üç durumu kendinize yasaklayacaksınız! Birincisi asla kendinize yorulduk, bittik demeyeceksiniz. Yaşlandım artık, bizden geçti asla demeyeceksiniz. Gelişen olaylar karşısında asla ve asla kötümser olmayacaksınız" dedi. Öğütlerini İsmet İnönü’nün geçmişte birlikte savaştığı silah arkadaşıyla olan anısıyla anlattı.

 

İSMET PAŞA İLE HASAN BAŞÇAVUŞUN YILLAR SONRA KARŞILAŞMASI

 

Onur Öymen “İsmet paşa ile daha önceleri cephede birlikte savaşmış başçavuş ile yıllar sonra Ankara'da karşılaşmış. O tarihte 78 yaşında olan İsmet Paşa'ya başçavuş 'Paşam hatırladın mı beni?' diye sormuş. İnönü 'Hatırlamaz mıyım Hasan başçavuşsun sen' diye cevap verdiğinde 'Paşam bu nasıl bir hafıza! Aradan uzun yıllar geçti beni hemen hatırladınız. Artık ben çok yaşlandım. Çoğu şeyi hatırlamam artık!" sözüne İsmet paşa ‘Sen kaç yaşındasın Hasan Başçavuş’ sorusunu yöneltmiş. “77 paşam” diye cevap verince İsmet paşa güleç bir şekilde ‘Oo! ben şuan senin yaşında olsaydım. Dünyayı yerinden oynatırdım!’ diye cevap vermiş!”

 

LOZAN BİR ZAFERDİR. AKSİ DÜŞÜNÜLEMEZ.

 

Lozan Barış Antlaşması'nın 94.yılını geride kaldığının altını çizen Emekli Büyükelçi Onur Öymen "Bu antlaşma tarihi ve dünyada örneği az olan önemli bir antlaşma olarak tarihteki yerini muhafaza etmiştir. İşgale uğrayan yıkılan bir Osmanlı'dan sonra kurulan yeni Türkiye Devleti'nin ve Türk Milleti'nin uluslararasında tanınması açısından çok önemli bir antlaşmadır. Türkiye'nin sınırlarını belirleyen adeta bir tapu senedir!

 

Lozan Antlaşması öncesine ve içeriğine değinen Onur Öymen şöyle devam etti;

 

İSTANBUL'UN ÖNDE GELENLERİ ABD VE İNGİLİZLERE YARANMANIN YOLUNU ARIYORLARDI

 

“Birinci dünya savaşı sonrasında galip devletler Osmanlı'nı elinde kalan son toprakları işgale hazırlanıyordu. Bugünlerde galip devletlerin gözüne girmek isteyen İstanbul'un önde gelenleri kendilerine yollar arıyordu. Amerika devlet başkanı Wilson'un adını taşıyan bir cemiyet kurdular. Bunu da o devlete mektupla duyurdular. Onlara göre Osmanlı'nın ayakta kalması için Amerikan Mandası'na geçmesi gerekiyordu.

     Bu taleplerini de yazdıkları mektupta Wilson ile paylaştılar. Diğer bir grup İngiliz Muhripleri Cemiyeti kurarak tam bir teslimiyetçilik içine girdiler. İstanbul Hükümeti'nin Başbakanı Damat Ferit ise yaptığı toplantılarda Padişah Vahdettin'in olanlardan bitenlerden habersiz ve sorumsuz olduğunu ileri sürerek işgalci galip devlet temsilcilerini ikna etme telaşındaydı.  Damat Ferit savaşa girmelerini ve yaşanan olayların tüm sorumluluğunu Enver paşa ve ordu kumandanlarına yüklemekle meşguldü!

 

‘ANADOLU AHALİSİ HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR’

Tüm bunlara karşın Mustafa Kemal ve silah arkadaşları verdikleri milli kurtuluş mücadelesiyle galip devletlerin tüm emellerini boşa çıkardı.

 

Bağımsız bir devlet kurdu. Tarihte ilk kez Türk Milleti tanımlaması Lozan’da belgelere geçmiş oldu. Yeni devletin adı Türkiye olarak belirlendi.

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924'te ifadesiyle "Anadolu Ahalisi'nin tümüne Türk Milleti denir" tanımı uluslararası alanda not edildi.

 

Anadolu’da kurulan yeni devletin adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Devletin sahibi de Türk Milleti’dir.

 

Siz hiç batılı yöneticiler içinde  kendi milletini ifade ederken Fransız Milleti, Alman Milleti, Amerikan Milleti demekten çekindiğine rastladınız mı?!

 

Yada ismini söylemeden millet lafını ederler mi?!

 

Bugün bizim devlet yöneticilerimizin yeri geldiğinde çok kullandıkları millet kelimesinin yanında bunun hangi millet olduğunu söylememelerinin hiç bir anlaşılır tarafı yoktur.

 

Dünyada savaşlar sonrasında yapılan çok sayıda barış antlaşması vardır. Bu barış antlaşmalarında galip devletler, yenilenler üzerine baskı kurarlar. Onlara diz çöktürmek isterler. İsteklerini diz çöktürerek elde ettirmeye çalışırlar.

 

‘GEREKİRSE GÖRÜŞME MASASINDAN KALKMAYI DA BİLECEKSİNİZ!’

 

Lozan ise tarihi bir ilk örnektir. Osmanlı karşısındaki galip devletler giriştikleri işgal sonrasında Türk Milleti'nin verdiği bağımsızlık mücadelesini kazanan bir heyetle karşı karşıya kalmıştır. Lozan'da müzakereleri yürütmekle görevli heyetin başındaki İsmet Paşa'ya, Mustafa Kemal Paşa tarafından asla taviz verilmeyecek 14 maddelik bir metin verilmiştir. Bağımsızlıktan asla ödün vermeyen Ankara'nın taleplerini içeren 14 maddeden hiç bir taviz verilmemiştir. Lozan'da çok zorlu müzakere süreci ve tartışmalar yaşanmıştır. Türk tarafı isteklerinin kabul edilmemesi halinde masadan kalkacağını çok net ortaya koymuştur. Yıllar sonra en son Kıbrıs görüşmeleri sırasında Türk ve Kıbrıs Türk tarafının tezlerini savunması gereken heyetin 'ne olursa olsun masadan kalkan taraf biz olmayalım' anlayışı kesinlikle doğru bir anlayış değildir.

 

‘HAKLI DAVANIZI SAVUNURKEN MAHÇUP BİR TAVIR TAKINMAMALISINIZ’

 

Türk heyetine yakışan bir tavır asla bu değildir. Siz haklı olduğunuz bir davada, uluslararası anlaşmadan doğan hakkınızı kullandığınız bir konuda sanki mahcup bir tavır takınırsanız karşı tarafa haklılığınızı nasıl kabul ettirebilirsiniz ? Lozan'da da çok sert tartışmalar yaşandı. İsmet Paşa 7 saat boyunca İngiltere temsilcisi başta olmak üzere karşı tarafın büyük baskılarıyla mücadele etmesini bildi. Bu baskılar öylesine sertti ki o günü hatıratlarında paylaşan yabancı delegeler görüşmelerde Türk heyeti üzerine baskıların yanında hakarete varan ifadeler kullanmaktan çekinilmediğini not aldılar. Delegeler o günü 'Amerika'nın arka sokaklarında ifadesi alınmak üzere merkeze çekilen zencilerle yapılan diyaloglar bile Lozan'daki tartışmalara oranla daha seviyeli bir muhabbet olarak kalır’ demişlerdi!

 

Evet öylesine büyük bir baskı vardı Türk Heyeti üzerinde!..

 

O günün Avrupa basınına baktığınızda Türklere hakaretleri ve aşağılamaları görebilirisiniz.

 

‘LORD CURZON'UN BASKISI İSMET PAŞA'NIN RESTİ’

 

İngiltere heyeti temsilcisi dışişleri bakanı Lord Curzon Türk Heyeti temsilcisi dışişleri bakanı İsmet İnönü'ye elindeki maddeler içeren evrakı uzatarak 'size akşam saat 20'ye kadar müddet. Bu maddeleri ya kabul eder imzalarsınız, yada ben toplantıyı keserek Londra'ya geri dönerim' tehdidinde bulunur. Curzon'un tehdidi İsviçre'nin Lozan kentinde yaşanan hararetli ortamı daha da alevlendirmişti.

 

Yabancı basın yayın mensupları Türk heyetinin ne yapacağını Curzon'un tehdidini nasıl değerlendireceğini merakla bekler. İsmet paşa gayet sakin ve soğukkanlıdır. Akşam saat 8'e kadar kaldığı otelden dışarı çıkmaz.

 

Otelin önünde yüzlerce gazeteci saatlerce O'nu bekler.

 

Akşam saat 8’de İsmet paşa otelin kapısından dışarı çıkar ve kendisini bekleyen gazetecilere aldırmaksızın yoluna devam eder. Gazteciler İsmet paşayı bırakmaz. Lord Curzon'un imzalamasını istediği evrak hakkında düşüncelerini ısrarla sorarlar. İsmet Paşa'nın cevabı gayet nettir; 'Görüşmeler burada sona erdi. Ankara'ya dönüyoruz!' Baskıları elinin tersiyle iten Türk heyetidir. Masadan kalkan taraf olmayı göz önüne alan taraf Ankara olmuştur. Bu tavır Avrupa başkentlerinde büyük yankı uyandırmıştır. Çok geçmeden geri adım atan ve görüşmelerin tekrar başlamasını isteyen taraf batılılar olmuştur. Türk heyeti süre gelen toplantılarda tezlerinin ve isteklerinin büyük bir bölümünü elde etmiştir. Musul sorunun çözümü iki galip devlet İngiltere ve Türkiye arasında yapılacak görüşmelere bırakılmıştır. Bu konu iki devlet arasında çözülememiş ve Milletler Cemiyeti'ne intikal etmiştir. Bağımsız Irak'ın kurulması sonrasında Musul bu ülke sınırları arasında kalmıştır. Lozan'da ege adaları sorunları da Türkiye ve Yunanistan arasında yapılacak görüşmelere dolayısıyla iki ülkenin çözümüne bırakılmıştır.

 

‘SİYASİ İRADE BELİRLEYİCİDİR. KARDAK'TA GEREĞİ YAPILDI. O BAYRAK İNDİ!’

 

Küçük kayalıklar silahsızlandırılmış bölge olacağı Lozan'da kabul edilen maddeler arasındadır. 1995 yılında yaşanan Kardak krizi Yunanistan'ın kayalığa bayrak dikerek oldu bittiyle oraya sahip olma düşüncesinden kaynaklanmıştı. O günlerde ben Dışişleri Müsteşarı olarak görev yapmaktaydım. Türkiye Yunanistan'ın oldu bittisine gereken cevabı vermeye hazırlanıyordu. Dönemin başbakanı sayın Tansu Çiller 'o bayrak oradan ya inecek ya inecek' iradesini ortaya koymuştu. Bu tür harekatlar öncesinde devletin en üstünde bulunanların telefonları dış dünyaya kapanır. Kendisiyle daha önce Bonn'da büyükelçi olarak görev yapan Amerikalı mevkiidaşım gece yarısında aradı. 'Ne oluyor. Türk Ordusu Kardak'a çıkacağı söylentileri yayılıyor. Doğru mudur?' dediğinde benim cevabım şu olmuştu. Sayın Büyükleçi söylentiler doğru değildir. Çünkü şu an askerlerimiz Kardak'tadır! Telefonda duyduklarına inanmadı ve hemen telefonu kapadı. Siyasi irade belirleyicidir.

 

‘TURAN GÜNEŞ'İN CENEVRE ÖNCESİ İSTEĞİ..’

 

Kıbrıs'ta birinci harekat sonrası barış görüşmeleri için Cenevre'de taraflar toplandı. Dönemin dışişleri bakanı rahmetli Turan Güneş dış işlerinde görevli kişiler olarak bizi topladı. Bizden istediği şu oldu 'ben bu toplantıyı nasıl bitiririm.Ne dersem ne denirse masadan kalkıp giderim' diye fikrimizi almak istiyordu. Biz gençler o gün onu şaşkınlıkla dinlemiştik. Siyasi irade belliydi. Onun gereği ortaya konuldu ve ikinci harekatla Türkiye Kıbrıs'ta bugünkü sınırı belirledi.

 

‘DEMİREL ABD BÜYÜKELÇİSİNİ ŞAŞKINA ÇEVİRDİ’

 

Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında başta ABD olmak üzere Nato devletleri ve batılılar Türkiye'ye askeri ve ekonomik ambargo koydular. Kıbrıs Barış harekatını yapan Bülent Ecevit başbakanlıktan ayrılmış yerine Süleyman Demirel başbakan olmuştu. Demirel başbakan olduktan sonra ABD'nin Ankara Büyükelçisi'ni makamına çağırdı. Demirel ABD'li elçiye söylediği ise şuydu; 'Nasıl olurda Nato ülkesi bir müttefikinize askeri ve ekonomik ambargo kararı alırsınız. Büyükelçi derhal Türkiye'deki Nato üstlerinden askerlerinizi çekiniz!' Rahmetli Demirel siyasete atıldığında Amerikan yanlısı olarak bilinirdi. Hatta O'na Morisson Süleyman adını takanlar olmuştu. Demirel'in sözleri karşısında ABD büyükelçisi şaşmış kalmıştı. Kıbrıs politikası Türkiye'nin ulusal bir politikası olduğunu anlamaları çok uzun sürmedi. ABD kendi koyduğu ambargoyu kendisi kaldırmak zorunda kaldı.

 

‘BÖLÜCÜ BAŞI DİPLOMASİYLE SURİYE'DEN ÇIKARILDI’

 

1998 yılında Türkiye'nin baskısı sonucu bölücü PKK terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan bir tek silah kullanılmadan Suriye'den çıkarılışı diplomasiyle gerçekleşti. Oysa bir kaç ay önce dönemin cumhurbaşkanı Demirel, Suriye devlet başkanı Hafız Esad'ın arkadaşı olan dönemin Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'e devreye girmesini ve terör elebaşısı Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasını istemişti. Mübarek'in Demirel'e cevabı 'Hafız Esad'la görüştüm. Kendisinin böyle birinden haberi yokmuş!' Dışişleri oldukça yetkin isimlerin görev yaptığı Türkiye'nin önemli gözde kurumları arasındadır. Size her türlü çözümü ve desteği üretirler. Karar ve çözümün anahtarı siyasi iradenin elindedir. O tarihte Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışı devletin tüm kademelerinin birlikte çalışması halinde neleri başarabildiğinin güzel bir örneğidir. Daha önce Suriye ile konuştum haberleri yok diyen Mübarek işin ciddiyetini anladıktan sonra Ankara ile Şam arasında adeta mekik dokuması ve Suriye’yi ikna etmesi yoğun diplomasinin bir sonucudur!

 

‘BATI HER ZAMAN AYNI KAFADA. DİPLOMASİYİ İYİ BİLECEK VE İŞLETECEKSİNİZ’

Batı'nın Türkiye'ye olan bugünkü tavrı yeni değildir. Batı hep aynı kafadadır. Sizin en güçsüz olduğunuz anlarda hemen harekete geçmek ister ve istediğini alma düşüncesini ortaya koyar. Bu geçmişte de böyleydi. Yine böyledir. Burada siz Türkiye olarak baskılara boyun eğmeyeceksiniz! Sözünüzün bir ağırlığı olacak. Diplomasiyi, diplomatik yolları iyi bilecek ve  kullanacaksınız. Devlet olarak sizden çekinecekler. Ne dediğinize ne yaptığınıza bakarak size önem verecekler. Haklı davanızı bıkmadan usanmadan savunacaksınız. Baskılar karşısında yılmayacaksınız.

 

‘LOZAN TÜRKİYE'NİN BAŞARISIDIR. İNÖNÜ'NÜN KARŞISINDAKİ AVRUPALI DEVLET ADAMLARI ANTLAŞMADAN KAMUOYU BASKISI SONRASINDA İSTİFA ETMİŞLERDİR.’

 

Türkiye Lozan'da zafer elde etmiştir. Bunun böyle olduğu ortadadır. Türkiye elde ettiği kazanımlar nedeniyle masada olan İngiltere dışişleri bakanı ve dönemin Fransa başbakanı kendi kamuoyunda oluşan baskılar sonucu görevlerinden istifa etmek durumunda kalmışlardır. Gerçek budur!

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
18/03/2024 , 11:13:17
SİYASET
17/03/2024 , 11:10:47
SİYASET
16/03/2024 , 18:21:50
SİYASET
16/03/2024 , 10:21:00
GAZİEMİR
16/03/2024 , 09:30:00
SİYASET
15/03/2024 , 12:31:36
SİYASET
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin