KADIN OLMANIN EZİCİ BASKISI / EDA TAŞKIN
Yerel Haberci
Hava Durumu
Arşiv
Gazete Manşetleri
RSS Beslemeleri
Linkler
// echo $giris_bas;
AnaSayfam Yap
Sık Kullanlanlara Ekle
Bize Ulaşın
Ana Sayfa
Foto Galeri
Video Galeri
Linkler

KADIN OLMANIN EZİCİ BASKISI / EDA TAŞKIN

Facebook'ta paylaş
08/03/2022 , 09:07:21

THE LOST DAUGHTER (KARANLIK KIZ)

 

Ve sonunda hoş geldin bahar diyerek bu ayki yazıma başlamak istiyorum. Uzun ve sert bir kışın ardından iple çektiğimiz bahar ayları sonunda geldi çattı. Tabii mart ayının başka bir önemi daha var, o da “Kadın Tarihi” ayı olması.  Kadınların tarihteki olaylara katkılarının vurgulandığı bir ay Mart. E dolayısıyla ben de bu aya uygun bir filmle geldim sizlere. The Lost Daughter (Karanlık Kız).  Maggie Gyllenhaal’un ilk uzun metraj yönetmenlik deneyimi olan The Lost Daughter dikkat çeken kadrosuyla da ses getiren bir giriş yapmıştı sektöre 2021 yılının sonunda. Ülkemizde vizyona Karanlık Kız ismiyle daha yeni gelen film Olivia Colman, Dakota Johnson, Jessie Buckley, Peter Sarsgaard ve daha fazlası gibi başarılı isimlerden oluşan bir kadroya sahip.

 

Filmin başlıca konusu, bir Yunan adasında tek başına tatil yapan Leda (Olivia Colman) karakterinin plajına gelen bir aile ile huzurunun bozulması ve ardından gelişen bir olaylarla birlikte kendi annelik geçmişine indiği içsel ve acılı bir yolculuk.

 

Yunan adalarından birinde tek başına tatil yapmaya gelmiş bir profesör olarak tanıyoruz Leda’yı. Garip bir gizemi var, zaten en başta gördüğümüz sahne de böyle düşünmemizi destekliyor. Sonrasında biraz rutinini izledikten sonra ıssız plajına bütün gümbürtüsüyle bir aile geliveriyor. Tam bir gözlemci olan Leda’nın gözünden inceliyoruz biz de bu kalabalık aileyi. Bir çocuk ve annesinde takılı kalıyor gözleri, her hareketlerini izliyor. Dakota Johnson’ın canlandırdığı Nina karakteri de olayların başlamasına vesile oluyor aslında.

 

Tüm bu erkek egemen düzenin içinde kadınlar iyi ya da kötü anne olmak, yeterli anne olabilmek, bir kadını anne olarak tanımlamak gibi meselelerle boğuşuyorlar. Zihinlerimize işlenmiş olan “Kutsal annelik” terimiyle ilgilenen bir film Lost Daughter.

 

“Herkes baba olamaz ama her anne kutsaldır.” Bu düşünce zihinlerimize öyle kazınmış ki filmi izlerken bütün o çocuğunu bırakıp giden babalara öfkelenmiyoruz bile. Fakat anneler bunun hissini bile yaşasalar hayal kırıklığına uğruyoruz. Film bu bağlamda sizi durup düşünmeye sevk ediyor.

 

Muhtemelen sevgisiz annelerin büyüttüğü çocukların sevgisiz anneler olmaları.. nesilden nesle aktarılan kayıp kız çocukları görüyoruz aslında. Bu bağlamda da filmin ismini başarılı buluyorum.  Ve Türkiye’ye Karanlık Kız olarak gelmesini çeviride kaybolmak olarak belirmek istiyorum..

 

Prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan ve en iyi senaryo ödülünü alan Karanlık Kız filmi, açıklanan Oscar adaylıklarında da iddiasını ortaya koydu. Maggie Gyllenhaal’u da anlatım tarzı ve oyuncu yönetimi açısından çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim.  Çiçeği burnunda yeni yönetmenin bir sonraki projelerini de merakla bekliyorum.

 

Filmin sinematografisinde yapılan tercihler de başarılı.  Çok da alışkın olmadığımız sıkışık ve yakın kadrajlarla gergin ve gizemli havayı görsele de dökmeyi başarmışlar. Filme özel bestelenmiş müzikler de filmin atmosferinin temelini oluşturmuş diyebilirim.

Aynı isimli kitaptan uyarlama olan film, gözümde iyi uyarlamalar kısmına girmeye hak kazandı.  

 

Filmin bence öne çıkan iki ismi Olivia Colman ve Jessie Buckley oldu. Olivia Colman çoktandır herkes için rüştünü ispatlamış olsa da tekrardan ne kadar başarılı olduğundan söz etmezsem bu yazı eksik kalır.. Öte yandan son zamanların yükselen yıldızı Jessie Buckley de Lena karakterinin gençlik yıllarını son derece nefes kesen bir performansla yansıtmış.

 

Filmin en büyük sıkıntısı yan karakterler ve hikayelere yeteri kadar önem vermemiş olması. Böyle bir kadrodan daha verimli karakter arkları da çıkarılabilirmiş açıkçası. Konular toparlanamıyor ve eksik kalıyor. Gördüğümüz kalabalık ailenin gizemi havada kalıyor. Bu yüzden de filmin sonunun tatmin etmediğini düşünenler çok olacaktır. Bu ne gibi bir sonuç beklendiğiyle de ilgili olabilir fakat ben sonunu da başarılı buldum. En azından Leda karakteri için sonunu.. Böyle derin psikolojik konuların işlendiği filmlerde küçük dokunuşlar, minik bir adım durumları benim daha çok hoşuma gidiyor.

 

Amerikan – Yunan ortak yapımı bu psikolojik drama filmini yakında Netflix’ten izleyebileceksiniz. İyi kadrolu bu güzel filmi kaçırmayın derim!

 

 

 

 

Henüz Yorum Yapılmamış. İlk Yorumu Siz Yapmak İstermisiniz ?


Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
18/03/2024 , 11:13:17
SİYASET
17/03/2024 , 11:10:47
SİYASET
16/03/2024 , 18:21:50
SİYASET
16/03/2024 , 10:21:00
GAZİEMİR
16/03/2024 , 09:30:00
SİYASET
15/03/2024 , 12:31:36
SİYASET
 
Köşe Yazarları
Köşe Yazarları
Editörün Seçtikleri
Gaziemir'den Tüm Dünyaya Yerel Haberler. Bizi Aşağıdaki Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.
Bizi Takip Edin