Türker Küpcük / Yerel Haberci

Gaziemir Kent Konseyi’nin faaliyetlerini sürdürdüğü binanın tahsisini iptal etme girişimi beklendiği gibi Gaziemir Belediye Meclisi’nde tartışmalara neden oldu.

Gaziemir Kent Konseyi’nin 5 Ağustos 2021’de gerçekleşen genel kurulda rakibine karşı ezici bir üstünlük sağlayan İzmir Seydiköy Mübadele Muhacirleri temsilcisi Günnur Berber’in konsey başkanı olmasıyla sonuçlanmıştı. Bir önceki dönemde konsey yürütme kurulunda bulunan Engelsiz Yaşam Derneği’nin yerel mahkemeye açtığı iptal davası ve son gelinen süreçte Bölge İstinaf Mahkemesi’ne yapılan itiraz süreci Gaziemir Kent Konseyi’nin çalışmalarını bir süreliğine engelledi. İstinaf sürecinde olmasına karşın kent konseyinin yönergesine göre genel sekreterliğini elinde bulunduran Gaziemir Belediyesi kendi bünyesinde aldığı karar ile bünyesinde çalıştırdığı elemanı geri çekmenin yanı sıra konseyin kapısına da kilit vurdu. Adli tatilin sona ermesi sonrasında muhtemelen yeni adli dönemin başlangıcında istinaftan çıkacak karar Gaziemir Kent Konseyi’ne vurulan prangayı da ortadan kaldıracak. İstinafa giden Konsey Başkanı Günnur Berber’in elinde bulunan güçlü kanıtlar davanın seyrini değiştirecek nitelikte.

Hal böyle olduğu halde aylardır şu veya bu nedenle çalışmaları engellenen Gaziemir Kent Konseyi’nin şimdi de faaliyetlerini sürdürdüğü ve gelecekte de sürdüreceği yerden çıkarılmak istenmesi ister istemez tepki çekiyor. Konseyin genel kurulunda seçilmiş son başkanı Günnur Berber’in sosyal medya hesabında bu duruma tepki göstermesi gayet yerinde ve haklıdır da! Evet Gaziemir Kent Konseyi’nin yer tahsisinin iptal istemi katılımcılığa indirilmek istenen darbe girişiminden başka bir şey değildir.

Her ne kadar Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda “tahsis iptali” ile ilgili önergenin geliş sebebini belediyede inceleme yapan müfettişlere dayandırıyorsa da; konuyu meclis gündemine getirerek meclis genel kurulunda tartışılarak bir karar varılmasını arzuladığını ve bu çıkacak karara uyacağını ifade etmiş olsa da; CHP grup sözcüsü olarak konuşan ve aynı zamanda meclis hukuk komisyonunun başkanlığını üstlenen İzel Zenginobuz Derinsu’nun konuyu komisyonda inceleyeceğiz derken müfettişlerin hazırladığı raporu detayına kadar görüp incelediği yönünde bir konuşma yapması ve söylediği sözler bir yerde İhsas-ı rey anlamında değerlendirilmeye de müsaitti. Sözcünün kent konseyi dava sürecinde, belediye tüzel kişiliğini mahkemeye veren tarafın avukatının yerel mahkemede çıkan sonucu “elde edilen başarı” olarak nitelediği için kişisel sosyal medya hesabında yaptığı beğeni eleştirilerine verdiği cevaplar meclis tutanaklarına geçtiği bir durumda konudan bağımsız olarak ta olsa ayrı tartışmanın kapısını da aralar nitelilikte!

Siyasi parti grupları adına ve şahısları adına konuşan Uğur İnan Atmaca, Selahattin Şahin, Aydın Kemahlı, Ali Gönen ve Levent Çağlarsu konuyu partiler üstü baktıklarını ifade ettiler. Gaziemir Kent Konseyi’nin 5393 sayılı belediye kanunda yerini bulmuş, bakanlığın yürürlüğe koyduğu kent konseyleri yönetmeliğine uygun olarak yapılan bir tahsis işlemin iptalini istemenin doğru olmadığının altını çizdiler. Gaziemir Kent Konseyi’nin faaliyetlerini sürdürebilmesi için yer tahsisinin bu meclis genel kurulunda oybirliği ile kabul edildiğini hatırlatan meclis üyeleri Atmaca, Şahin, Kemahlı, Gönen ve Çağlarsu “Meclisimiz aldığı kararın arkasında durmalı” diyerek tavırlarını net bir şekilde ortaya koydular.

İzmir’de büyükşehir başta olmak üzere ilçe belediyelerin büyük bir bölümünde yerel iktidar olan CHP’nin kent konseylerinin çalışmalarını önemsediklerini hemen hemen her fırsatta ortaya koyarken Gaziemir’de kent konseyinin işini zorlaştırmak bu duruma gölge düşürür.

Nitekim MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin belediye meclisinde yaptığı konuşmada bu duruma da eleştiri getirdi. “İzmir’in diğer ilçelerinde kent konseyleri el üstünde tutuluyor. İlçelerinin en güzel noktalarında onlara yer tahsisi yapıyor. Belediyenin yeri yok ise kiralanıyor. Diğer ilçelerde bunlar olurken Gaziemir’de verilen yerin tahsisini iptal etmek ne kadar doğru?” diyen Şahin’in haklılığını sırf rakip partiden diyerek yok saymak mümkün mü?!

Gaziemir Kent Konseyi’nin hukuki varlığını zayıflatmaya yönelik girişim, O’nun genel kurulunu oluşturan onlarca sivil toplum kuruluşunun tüzel kişiliğini, kaymakamlık, belediye ve resmi kurum tüzel kişiliklerini, muhtarları da zayıflatmaya yönelik değil midir?!

Gaziemir Kent Konseyi’ne reva görülen muameleyi başta İzmir Kent Konseyi olmak üzere, İzmir’de kurulu tüm kent konseyleri rıza gösterebileceğini düşünebilir misiniz?

Yol yakınken bu yanlıştan dönülmeli ve Gaziemir Kent Konseyi’ne hak ettiği önem ve destek verilmelidir. Bu yerel demokrasinin, katılımcılığın d bir gereğidir.